1. Anasayfa
  2. Kişisel Gelişim

4 Adımda 2021 Sizin Yılınız Olsun!

4 Adımda 2021 Sizin Yılınız Olsun!
0

2020…Bu üç noktayı, hayatım boyunca kullandığım en anlamlı yer olabilir şu an. Dünyanın neredeyse her bir köşesinin farklı bir acıyla kavrulduğu bir yıl oldu. Dünyamız kelimenin tam anlamıyla “konfor alanından” çıktı. Ancak çok iyi bildiğimiz gibi, tarih boyunca ne olaylar geldi geçti, bu ilk değildi. Bu bilinç düzeyindeyken, 2021 için sözlerime umut dolu başlamak istiyorum !!

Her yeni başlangıç, hayatımızda yeni ve bembeyaz bir sayfa açabilmek için birer motivasyon kaynağı aslında. Buna hepimizin gerçekten ihtiyacı olduğunu biliyorum. E o zaman neyi bekliyoruz umut dolu “hayallerimizi somutlaştırmak” için?

İlk adım, parlamaya karar vermek!

Başlıyoruz! Neye başlıyoruz demeyin, herkes neye istiyorsa ona başlasın işte. :) Ama minik bir tavsiye, lütfen “düşünerek” başlayalım. Günümüzde modern bilimin de ispatladığı gibi tüm kainat bir titreşim ve enerji salınımından ibaret. Benzer şekilde “düşünce” de bir titreşim.

Çok iyi bilmemize rağmen ,bir taraftan da inanmadığımız bir gerçek bu! Halbuki kendi hayatımızı detaylıca bir düşünsek, her daim düşündüklerimizi başımıza getirdiğimizi görebileceğiz.

Çok çalışmanıza rağmen, o işin başarısızlıkla sonuçlanacağını “düşünüyorsanız”, evet haklısınız, başarısızlıkla sonuçlanacak. İyi giden ilişkinizde çıkabilecek olası krizleri her gün “düşünüyorsanız”, evet o krizlerle çok yakında tanışacaksınız!

Ama aynı zamanda, yeni tanıştığınız birinin en yakın arkadaşınız olacağını ve hayatınıza yeni bir soluk getireceğini “düşünmek” de serbest. Ya da tam olarak “yaşamak istediğiniz hayatı yaşıyor olduğunuzu düşünmek”.

Şimdiki zamanda düşünmek !

Belki de hayatta işimize yarayabilecek en gerçek şey, düşündüklerimizin bir gün mutlaka gerçekleşeceğini bilmektir.

Bu konuda çok etkileyici bir video izlemiştim. Sadhguru’dan Gelmiş geçmiş en iyi çekim yasası anlatımını merak ediyorsanız, Türkçe dublajlı olarak linkte bulabilirsiniz. İzledikten sonra, az önce bahsettiğim gibi ben de bu çok iyi bildiğim gerçeğe, artık tamamen inanmayı seçtim.

Dilek Ağacı Olmayı Seçtim! Peki nedir bu “Dilek Ağacı” Olma Mevzusu?

Sahip olduğumuz fiziksel,duygusal, zihinsel ve enerji hallerinin hepsini tek bir yöne kanalize ederek; bu dört boyutlu gücü hiç tereddüt etmeden kullanabilmek, kendi kendimizin dilek ağacı olabilmek anlamına geliyor. Enerji alanımızı kontrol edebilecek zihinsel güce ulaştığımızda, istediğimiz her şey gerçek oluveriyor.

Bu kavramla ilk kez karşılaşanların nereye takıldığını tahmin edebiliyorum. :) Bu sebeple “Dilek Ağacı” olabilmek adına, zihinsel gücümüzü nasıl kullanmamız gerektiğine değinmek istiyorum. Kendi hayatımdan yola çıkarak bu konuya dair tespitlerimi, önerilerimle birlikte aşağıda paylaşıyorum. :)

Plant Png vectors by Lovepik.com

“Dilek Ağacı” Olabilmek İçin Nasıl Bir Düşünce Yapısına Sahip Olmalıyız?

Eğer, bahsi geçen 4 boyutu, sırasıyla; zihin, duygu, beden ve enerjiyi tek yönde kanalize edebilirsen, sen bir “dilek ağacı”sın ve istediğini oluşturma gücün var demektir.

Sadhguru

  1. Farkındalıklarla Yaşamak

    Kendimizi daha iyi tanıyabilseydik neler olurdu, hiç düşündünüz mü? Benim için “kendimi tanımak” demek, kendimi iyi analiz edip gözlemlemek ve farkındalıklarımı kendi lehime kullanarak, tam olarak istediğim hayatı yaşayabilmek.
    Elbette kendimizi tam anlamıyla tanıyabilmek, hayat boyu süren ve hiç bitmeyen bir yolculuk. Bu yolculukta yaşadıklarımızın bizi nasıl değiştirip dönüştürdüğünü fark etmeye başlamak ve bu eylemi yolculuğumuz boyunca kendimize en iyi arkadaş edinmek ise; zihnimizi düzenleyebilmenin, hal ve hareketlerimizi dürtü seviyesinden bilinç seviyesine çıkarabilmenin anahtarıdır.
    Bu nedenle yolculuğunuzda; fikrine güvendiğiniz, sizi yargılamayacağından emin olduğunuz mentor’ler ve koçlar ile ilham alışverişinde bulunmanız farkındalıklarınızı artırmak adına yapabileceğiniz en iyi başlangıç olacaktır. Benimle de bu konuda rahatlıkla fikir alışverişinde bulunabilirsiniz.
    Bununla birlikte yoga ve meditasyon çalışmaları, felsefesini de özümseyerek yapıldığında, kişisel farkındalığı artırmak için tavsiye edilen bedensel ve zihinsel çalışmalardır.
    Yaşamını, farkındalıklarınla yaşamaya değer kıl!

  2.  Akışa “gerçekten” güvenmek

    Burada güvenmek kelimesini tek başına kullanmak “gerçekten” yetersiz kalıyor. :) “tam anlamıyla, hiçbir şekilde şüpheye yer olmadan” güvenebilmekten bahsediyorum. Düşünelim…Arkadaşımıza, dostumuza, partnerimize, yöneticimize, çalıştığımız şirkete, komşumuza duyduğumuz güveni… Herkese eşit derecede güven duymaktan bahsetmiyorum. Ancak aramızda güven ilişkisi kurduğumuz ve güveniyorum dediğimiz kişi ya da kuruma, gerçekten güvenmekten bahsediyorum.
    Bunun için önerim, güveniyorum dediğiniz şeyleri, belki de bu bakış açısıyla yeniden gözden geçirmek. Günün sonunda, eğer hala güveniyor olduğunuza kanaat ederseniz, bundan sonra güveninizi sorgulamamak ve kuruntu sorularla zihninizin odağını dağıtmamak oldukça önemli.
    Eğer bir “dilek ağacı” duyduğu güveni sorgularsa, isteklerine giden yolculukta; şüpheler onun peşini hiç bırakmaz ve şüphe var ise, “inanç” yoktur orada. Bu durum, akışa teslimiyet ve güvenden en uzak noktadadır.
    İnançtan uzak güven kavramı bir çelişki yaratacağından, büyü bozulur ve akış size yanıt veremez.

  3.  Önyargısız Olabilmek

    Aldığımız aksiyonlar, olaylara verdiğimiz tepkiler aslında o güne kadarki deneyimlerimizden öğrendiklerimizle şekilleniyor. Çevremde gözlemlediğim genel eğilim, yeniliklere karşı bir önyargı oluşması ve yeni deneyimlerden korkulması. Yapmak istediklerimize asla başlayamamızın temelinde de, önyargıdan kaynaklı korku mekanizması var. Hatta bu öyle sinsi bir duygu ki, yapmak istediklerimizi niçin yapmaya cesaret edemediğimizi derinlikle düşünmediğimiz takdirde ve bu korkunun üzerine gitmediğimiz müddetçe, kendisini asla belli etmeyen cinsten.
    Daha önce tecrübe etmediğimiz ve sonucunun ne olacağını bilmediğimiz bir deneyime, önyargıyla yaklaşmak ne kadar mantıklı olabilir? Böyle davrandığımızda, yaşayacağımız olayın “gelecekteki” sonucuna, şimdiden karar vermiş oluyoruz. Bu bilinmezlik başlı başına bir çelişki!
    Neyin mümkün olup olamayacağına karar vermekle vakit öldürmek yerine, yapmak istediğimiz şeyi yapmak ve sonrasında bu deneyimin çıktısını değerlendirmek, matematiksel olarak çok daha kazançlı bir yöntem olacaktır.

  4.  İsteğini Net Bir Biçimde Tanımlamak

    Düşüncelerimizi, kesin ve net bir şekilde isteklerimizin gerçekleşmesi için kanalize edersek, öylesine organize olurlar ki; isteklerimizin gerçekleşmekten başka çaresi kalmaz. :)

+İşin sırrı, yalnızca istenileni net bir biçimde tanımlamak.
+Öyle ki istediğiniz şeyi tarif ettiğinizde, size tek bir soru bile soramamalıyım.
+İsteğinizi duyan herkes, tam olarak neyi istediğinizi anlayabilmeli.

İşte bu “net niyet”e kendinizi adadıktan sonra, bu yönde kesintisiz ve son derece kuvvetli bir düşünce akışı başlatabilirsiniz!

Yukarıda paylaşığım 4 temel noktayı dikkate alarak, “dilek ağacı” olabilmenin keyfini sürebilir, istediğiniz hayatı yaşayabilmenin mümkün olduğunu, kendi hayatınızda deneyimleyebilirsiniz. :)

Şimdi bir etkinlik yapalım, ne dersiniz?

Bugün, hayattan bütün isteklerinizi, umut dolu hayallerinizi net ve detaylı bir şekilde yazın ve gözünüzün görüp zihninizin de somut olarak algılayabileceği hale getirin yani görselleştirin! Böylece her gün varlıklarını hatırlayacak ve onları bugünden yaşamaya başlayacaksınız.

Nasıl mı? Benimki belki size de ilham olur:

Şimdi, bir “dilek ağacı” olarak diyorum ki:
2021, Parladığımız Bir Yıl Olacak!

Sevgilerimle ❤

Ne Düşünüyorsun?
  • 0
    harika_
    Harika!
  • 0
    g_zel_
    Güzel!
  • 0
    haval_
    Havalı!
  • 0
    e_lenceli_
    Eğlenceli!
  • 0
    _zg_n_m_
    Üzgünüm!
  • 0
    sevmedim_
    Sevmedim!

✨Helping people to reinvent themselves to stay relevant! || Professional Coach

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir